Akay Cemal

Ülkede yaşlı hakları var mı?






Dün sabah KIBRIS TV’de konuğum Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı, aynı zamanda Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) Bankacılık-Finans Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hatice Jenkins idi. Yaşlıların durumunu, yaşlı bakımevlerini konuştuk.

Tesadüfe bakın ki, değerli meslektaşım Ali Baturay da dünkü yazısında aynı konuya değinmiş, yazıya  ‘Yaşlı haklarına yönelik bir devlet politikası yok’ şeklinde başlık atmıştı. Baturay, Jenkins’e atfen “Bu günkü fiyatlarla destek almadan, bakımevlerinin arsa alıp üstüne bina inşa etmesi artık bir hayal oldu. Hızla yaşlanan bir toplum olarak, ne geçmişte ne de şimdi binlerce yaşlının ihtiyaç duyduğu veya yakın bir gelecekte ihtiyaç duyacağı hizmetlere hiçbir yatırım yapılmadığını biliniz” demişti.

Hatice Jenkins’le birkaç hafta önce bir program yapmayı kararlaştırmıştık. Ancak araya KKTC’nin kuruluş yıldönümü girince sarkmıştı.

Hatırlarsınız, bakımevleri konusunda yakın zamanda çok tartışmalar yaşanmış, devlete ait Sınırüstü köyündeki bakımevinin içler acısı durumu günlerce konuşulmuş, yoğun eleştiriler yapılmıştı. Kalkanlı için de benzeri eleştiriler vardı. Zaman zaman Lapta’daki Huzurevi’nin sorunları da gündeme taşınmaktadır.

Bildiğimiz kadarıyla buraları siyasiler tarafından Yaşlılar Günü münasebetiyle senede bir ziyaret edilir, yaşlıların hatırları sorulur, kendilerine karanfiller verilir, hepsi o kadar! Devletin ‘Yaşlı Hakları’ politikası yoksa başka ne yapılsın? ‘Huzurevleri ve Yaşlı Bakımevleri Yasası’ yoksa ne yapılabilir ki! Devletin yaşlı politikası yoksa yasalar da çıkmaza girer, unutulur gider. Halbuki yasanın eksikliği her geçen gün daha çok hissedilmektedir.

Hatice Jenkins, “Huzurevleri yasası da çok eskidir ve güncellenmesi gerek” diyor, çok büyük emeklerle hazırlanan ‘Yaşlı Hakları Yasa Tasarısı’nın bir an önce Meclis’te gündeme getirilmesi ve ciddiyetle ele alınması gerektiğini dile getiriyor. Ülkemizde yaşlıların, nüfusun yüzde 14’ünü teşkil ettiğine işaret eden Hatice Jenkins, yaşlı sorununun toplumsal bir sorun olduğunu belirtiyor, şunları ekliyor:

“Devletin 4 bakımevi yanında, Lefkoşa ve Mağusa’da 2’şer olmak üzere; 4 özel bakımevi bulunuyor. Ancak ülkenin bu en büyük sorunlarından biri olan yaşlı hakları konusunda devletin bir öngörüsü yoksa neye yarar?   Niye bu konuda bir politika geliştirilemiyor?

Hatırladığım kadarıyla tanınmış iş insanlarımızdan Mehmetçik (Galatya) köyünden merhum Akil Bilgili, Londra’daki birikimlerini buraya aktardığında, Yatırım Ajansı’na bir dilekçe yazmış ve yaşlı İngilizleri buraya getirecek bir proje sunmuştu. Amaç, ağaçlar, çiçekler ve evcil hayvanların bulunduğu köy ortamında onlara güzel bir yaşam sunmaktı. Dilekçeye yıllar sonra yanıt verildi ve uzun bir uğraştan sonra Akil Bilgili’ye de ulaşıldı. Ancak Akil Bilgili, “Benim size başvurduğum tarihte yaşım buydu. Şimdi ise falan yaşta oldum. Artık o projeden vazgeçtim. Daha önce aklınız neredeydi?” cevabını verdi.

Bu arada öğrendiğimiz kadarıyla bir Alman işletmesi de, adanın iklimini, doğasını beğendiğinden burada yerli bir işletme ile 400 yataklı bir yaşlı bakımevi kurmak istemiş, ancak ortada bir yasa olmadığından yatırımdan vazgeçmek zorunda kalmış.

Belediyeler ile işbirliği yapılarak yaşlılara az da olsa yeni hizmetler sunduklarını ve bundan memnun olduklarını söyleyen Jenkins, faaliyetlerine bıkmadan devam edeceklerini kaydetti.

Gün gele herkes de yaşlı sınıfına girecek. Geçmişin bir muhasebesini yapacaklar. Bazı davranışları hak etmediklerini görecek, söyleyecek, dert yanacaklar. Halbuki bizlere bu günleri hazırlayanlar onlardır. Buralara onların bu günkünden çok daha zor şartlar altında çalışmaları sayesinde gelindi. Geçmişin genci, şimdinin yaşlı kesimi fedakârlık yapmasaydı, gece-gündüz demeden çalışmasaydı, temelleri atmasaydı, bu huzur ortamını bulabilir miydik? Onlara vefa borcumuz vardır. Tabii öncelikle devletin! Bu bakımdan gerekli ilgiyi göstermek, onların rahata erişebilmesini sağlayacak yasaların çıkarılmasına hız vermek, yarının yaşlıları siyasilerin asli görevi olmalıdır!

***

Aktöre, Alayköy’de Vakilzadeh de

Zeytinlik’te sonsuzluğa uğurlandı

 

Aktöre ailesinin değerli büyüğü, sevilen, iyi insan Erol Aktöre önceki gün Gönyeli-Alayköy’de sonsuzluğa uğurlandı. Sevgili eşi Nurper Hanım, kızı Hatice Aktöre Büyükbaş, damadı Behlül Büyükbaş, oğlu Hüseyin Aktöre, gelini Pervin Dabaj, torunları Arden ve Arven, yokluğuna asla alışamayacaklarını ifade ederek, tüm dost, akraba ve sevenlerine üzüntü ile duyurdular, “Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.

Bu arada Ali Reza Vakilzadeh dün Girne, Zeytinlik’te defnedildi. Ailesi ve sevenleri, tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyururken, yokluğuna asla alışamayacaklarını belirttiler, acılarının sonsuz olduğunu, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.

Koopbank ise, Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Arkın’ın kıymetli annesi Düriye Arkın’a Allah’tan rahmet, yaslı ailesine başsağlığı dileğinde bulundu.

KTMMOB Mimarlar Odası da, üyeleri Turgut Öztüner’in babası Yusuf Öztüner’e Tanrı’dan rahmet, yaslı ailesine ve yakınlarına başsağlığı temennisinde bulundu.

Ülkede yaşlı hakları var mı?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.